ANASAYFA
KURUMSAL
Hakkımızda
Yakamoz için ne söylediler?
Sanal Tur
Haberler
İnsan kaynakları
HİZMETLERİMİZ
YAŞLILIKTA YAŞAM
GALERİ
İLETİŞİM
2013 EYLÜL "FIRTINA KUŞU"
İzmir Karşıyaka Anadolu Lisesinin "Fırtına Kuşu" isimli dergisinin 17.sayısı
YENİ BİR HAYAT – YAŞ ALAN ZAMANLAR…
Adına ‘’Yeni bir hayat – yaş alan zamanlar ‘’ diye yola çıktık.’’Yaşlı Bakım ve Dinlenme evi :Yakamoz’’ rotamız buydu…..Fırtına Kuşu’nun en acar editörleri ve öğretmenimizle birlikte.
Nasıl karşılanacağımızı biliyorduk da neyle karşılaşacağımızı, hangi hayatlara dokunacağımızı , hangi hayatları hayatımıza katacağımızı bilmiyorduk…..
Daha giriş kapısında sevgiyle karşılandık , elimizde mahcup çiçeklerimiz ve yüzümüzde tebessümümüze gizlediğimiz heyecanımızla…
Kurum Müdürü Gürsel Hanımla birlikte önce odaları gezdik bir bir….ellerinden öpüp , çiçeklerimizi verdik buğulu gözlere …Sonra da salonda dinlenme evinin sakinleriyle keyifli sohbetler yaptık….
Onların hikayesini anlatacağız elbette ; ama önce Yakamoz Yaşlı Bakım ve Dinlenme evin’in sahibi-kurucusu Bülent Ümit Ören’in Yakamoz hikayesini paylaşmak istiyoruz sizlerle….
B.Ümit Ören, bilgisayar programcılığı eğitimi almış ,yıllar içinde mesleğiyle ilgili çalışmalarda bulunmuşsa da onun asıl işi, mesleği ‘’Yakamoz’’ olmuş.
Hasbel kader denilecek bir şekilde bu işe başlamış Ümit Bey. Ablası sosyal hizmetler uzmanı .13 yıl önce onunla birlikte ,ablasının deneyimlerinin de verdiği cesaretle girmiş işe .3 yıl sonra da adını Yakamoz koyduğu , bugün 10 yaşında olan ve konuğu olduğumuz bir yol arkadaşlığına başlamış….
Kurumun sorumlu müdürü olan Gürsel hanım anlatıyor Yakamoz’u; kurulduğu günden beri amaçlarının , yaşlıların sağlıklı, mutlu , güvenli bir şekilde yaşam kalitelerini artırarak yaşamalarını sağlamak olduğunu…..ve bu amaç doğrultusunda hizmet vermekten hiç şaşılmadığını….
Mevsimlere göre çeşitli etkinlikler düzenleniyormuş Yakamoz’da .Yazın deniz ve piknikler , kışın da tavla partileri en keyifli etkinlikleriymiş…. anneler-babalar günü, yıl başı partileri , sevgililer günü, bayramlar ve daha niceleri dinlenme evinin sakinleri , onların sevdikleriyle birlikte şölen havasında geçermiş…..
Haftanın 2 günü dahiliye uzmanı tarafından rutin muayeneleri yapılırmış evin sakinlerinin. Sonraki günlerde de zaten kadrolu olan hemşireleri tarafından gözetim altındaymış sağlık takipleri ….Anlıyoruz ki Yakamoz’da olmak , diğer açılardan olduğu gibi sağlık açısından da güven altında olmakmış….
Ümit Bey’in odasından ayrıldıktan sonra salona geçiyoruz ve hayatımızda asla unutamayacağımız anıları yaşıyoruz….
Şehime teyze; dünyayı gönül gözüyle gören , tanıdığımız , hayata dair en umutlu insanlardan biri ….Almanya’da yaşayan torunu Caroline’nin saçlarına benzetiyor bizim Elifnur’un saçlarını…dokunuyor, okşuyor , kirpikleri ıslanıyor tebessümünde….Belki de hayalindeki torununun varlığıdır hissettiği ki bilmiyoruz …Şehime teyze bir alzheimer hastası….
Esat amca; emekli bir deniz astsubayıymış Esat amca,görev yaptığı zamanlarda uzun yıllar Malta ‘da yaşamış .İngilizce’yi çok iyi konuştuğunu öğrendik.Ve bize hep aynı şeyi öğütledi ‘’okuyun , okuyun , okuyun’’ O’nun da alzheimer hastası olması , hayallerini , öğütlerini dikkate almamıza , onu sevmemize engel değil ki….
Rezzan teyze; Astrolog Rezzan Kiraz’ın Yakamoz şubesi sanki , Rezzan teyzemiz….Hepimizin tek tek el falına baktı…üç beş vakte kadar nice güzellikleri yaşayacağımızı müjdeledi bizlere…umutla , sevinçle en çok da merakla ayrıldık yanından…
İsmet amca; salonun en entelektüel karekterinin İsmet amca olduğunu öğrendik , onunla sohbeti koyulaştırdıkça…ne çok şey öğrendik, ne çok…Onun deyimiyle annesi ecnebi , babası da Türk’müş .Gençliğinde çok iyi bir sporcuymuş,şimdiki zinde hallerini de o zamanlar aşkla yaptığı spora borçluymuş.İnönü Lisesinden mezun olan İsmet amca da iyi derecede İngilizce biliyormuş….Yaşım değil de yaşlanmanın vermiş olduğu güçsüzlük ; işte beni en çok üzen de bu deyince ona nispet yapar gibi duran gençliğimizden utandık ….
Mehmet amca, Sevim teyze , Hürmet teyze Yakamoz’un sessiz ama huzurlu diğer sakinleri……
O’nu anlatmayı sona bıraktık…ismiyle müsemma dediklerinden….Filimlerin, şarkıların romanların, şiirlerin bir Leyla’sı vardır ya hani, O da Yakamoz’un Leyla’sı ya da oradakilerin deyimiyle ‘’leyloş’’u….Biz de O’ndan söz ederken sadece Leyla diyeceğiz . Çünkü gözündeki yaşama coşkusuyla bizim yaşıtımız-arkadaşımız bir Leyla oluverdi…
Yıllar teninden geçmişse de ruhundan geçmeye cesaret bile edememiş….
Leyla için dünyada en önemli 3 ‘’S’’ varmış. Su, sağlık ve sevgi..Su ve sağlık tamam da bizce onu asıl hayata bağlayan 3.’’S’’si yani sevgi , daha doğrusu ‘’aşk’’ı…
Leyla , son aşkıyla aynı havayı solumaktan son derece mutlu.Ama ilk aşkının fotoğraflarını da bizimle paylaşmadan edemedi.Anladık ki her aşk değerliymiş , kıymetli bir kalpte…Leyla’nın kalbi gibi…..
Bilge sözleri ve göğsüne bastırdığı ilk aşkının siyah – beyaz fotoğrafıyla uğurladı bizleri….
O’ndan ayrılırken biz de bir başka Leyla’ydık artık….
Haftanın 7 günü misafirlerine açık olan ve onları ağırlamaktan keyif duyan Yakamoz’dan ayrılma vakti gelirken , içimizde onlardan bize bizlerden de onlara kalan yüzyıllık sevgiyle dönüyorduk okulumuza……
Bir gün Yakamozumuzda bir kahve içmeye sizleri de bekleriz efendim……